Zen Hamilelik Nedir?

Hayatınızın en özel, en anlamlı, bazen merak bazen de sabırsızlık içeren 9 ayıdır hamilelik. Sizi anne yapacak ve hayatınıza çok daha fazla anlam katacak bebeğinizin dünyaya gelmesini beklerken hem fiziksel hem de ruhsal değişimler yaşarsınız. Bu değişimler ise bazen yorucu ve yıpratıcı olabilir.

Hem bebeğiniz hem de kendiniz için hamileliği huzurlu ve rahat geçirmek adına Zen felsefesinden yola çıkan Zen hamilelikle tanışma zamanı!

Zen’e Bakış

Zen, 1. yüzyılda Hindistan’dan Çin’e, oradan da Japonya’ya yayılmış, Budizmin en önemli kollarından biridir. Zen felsefesine göre bu felsefeden bahsedilirken yapılan tüm tanımlamalar, Zen’e aykırı düşer. Bunun nedeni ise Zen’in sözlerden, kavramlardan ve mantıktan uzak, hayatı olduğu gibi sezgiyle kavramayı savunmasıdır. Zen öğretisinde önemli olan sezgisel iletişim ve kavrayışla aydınlığa ulaşmaktır. Sözel iletişimle ya da kavramsal yorumlarla algının, hatta tüm dünyanın çarpıtıldığına inanır. Zen için geri dönüş yoktur, her şey olduğu gibi kabul edilir ve başlanan her şey bitirilmelidir.

Hamileliğiniz Aydın Olsun

Peki, Zen felsefesinden hamilelikte nasıl faydalanabilirsiniz? Zen hamileliği, Zen felsefesinden yola çıkar. Hamilelerin hem içinde bulundukları zamanla hem de gelecekle ilgili yaşadıkları stresleri ve endişe verici düşünceleri bertaraf etmeyi amaçlar. Öyleyse hamilelikte yaşanan stresin Zen felsefesi ile nasıl aşılabileceğine bakalım:

Kendinizle Barışık Olmak Dünyayla Barışık Olmak Demektir

Hamileler aldıkları kilolarla, ruh hallerinin değişmesiyle ya da uyku düzenlerinin bozulmasıyla ilgili endişe duyabilirler. Oysa tüm bunlar hamileliğin bir parçasıdır; doğalıdır. Aslında kötü olan bir şey yoktur. Kötü ya da zor olarak algıladığımız şeyler de hayatın birer parçasıdır. Bu süreci tatlı bir bekleyiş olarak görmek için kendinizle, bedeninizle ve tüm bu süreçle barışık olmaya çalışabilirsiniz. Emin olun, karnınızın içinde büyüyen fetüs, o minicik haliyle bile sizin üzgün, mutlu ya da endişeli olduğunuzu hissediyor.

Her Gün 20 Dakika Nefes Egzersizi

Her gün 20 dakikayı sadece kendinize ayırın. Akşam yatmadan önce rahatlatıcı bir müzik eşliğinde nefes egzersizi yapın. Nefes egzersizleri çeşitlilik gösterse de temeli, burundan nefes alıp karnı iyice şişirmek, ardından nefesi ağızdan vererek karındaki havanın tümünün boşaldığını hissetmek şeklindedir. Nefes egzersizleri anksiyeteyi ve stresi azalttığı kadar, gaz sancılarını ve hazımsızlığı da önlemeye yardımcı olabilir.

Bebeğinizle Konuşun

Bebeğinize tatlı sözler söylemek için onun doğmasını beklememelisiniz. Doğduğu zaman hem sizin hem de bebeğinizin yabancılık hissi yaşamaması için sık sık karnınıza dokunun ve onunla konuşun. Hislerinizin ve sezgilerinizin ona ulaşmasına izin verin.

Hamilelik ve Annelikle İlgili Bilgi Edinin

Hamilelik, doğum ve annelikle ilgili ne kadar çok bilgi edinirseniz bu dönemlerde yaşayacağınız ruhsal ve fiziksel sıkıntılar o kadar azalır. İmkânınız varsa hamile yogası yapın, hamilelik kurslarına gidin, güvenilir ve alanında uzman kişilerin yazdığı hamilelik kitaplarını okuyun. Hatta doğum yapacağınız hastaneye önceden gidip ortamı görebilirsiniz bile. Bilginiz arttıkça endişelerinizin azalmasına yardımcı olabilirsiniz.

Gerçek Bir Aile Olmak İçin Eşinizi de Bilgilendirin

Hamilelik döneminde stres ve endişe yaşayanlar sadece anne adayları değildir. Baba adayları da baba olmanın nasıl bir şey olacağını merak edebilir, bu konuyla ilgili endişe yaşayabilir, fiziksel ve ruhsal anlamda değişim geçiren eşlerine nasıl davranmaları gerektiğini bilemeyebilirler. Genellikle de bu sürecin bir an önce bitmesini bekler ve kabuklarına çekilirler. Oysa bu dönem, anne-baba adaylarının birbirlerine kenetlenmesi ve destek olması gereken özel bir dönemdir. Bu yüzden baba adaylarının da hamilelik ve doğum hakkında bilgi edinmesi ve eşleriyle birlikte bu mucizevi dönemin keyfini yaşaması önerilir.

Related Posts